Yaşadığımız hayatın hakkını vermek için Foucault’un terimiyle “var olmanın estetiği”ni, bir diğer deyişle kendi yaşama estetiğimizi oluşturmaya ihtiyacımız var.

Hepimizin bizi biz yapan hikâyeleri var. Hayat hikâyelerimizin neye benzediğini, nereden gelip, nereye gittiği konusundaki kavrayışımızı artırdığımızda yaşama sanatındaki ustalığımız da o kadar artacaktır.

Bu programda sözü getireceğimiz yer, “yaşam amacı olan ve bu amacı eyleyen insan hayatının hakkını her nasıl ’da verebilir” olacaktır.

Öz farkındalığımızı artırmak ve bizi biz yapan ana hikâyemizin bilincinde olmak; kişisel pusulamızı netleştirmek; hayatımızın sorumluluğunu üstlenmek; hayatımızı anlamlı kılmak yaşama sanatında ustalaşmamıza yardımcı olur.